Bilindiği gibi, bugüne kadar birçok üniversitede olduğu gibi 12 Temmuz günü ODTÜ’de yapılan rektör seçiminde ortaya çıkan iradeye YÖK ve Cumhurbaşkanı saygı göstermemiş, öğretim üyelerinin açık farkla destek verdiği aday yerine, 2. sıradaki aday rektör olarak atanmıştır.
Daha önce işyeri temsilciliğimiz bunun ODTÜ’nün geleneklerine ve rektör seçimiyle ilgili yerleşmiş ilkelerine bir saldırı olduğu tespitini yapmış ve atanan rektörü, üniversitenin bu saldırıyı en az hasarla atlatması konusunda üstüne düşeni yapmaya çağırmıştı. Bazı ODTÜ bileşenleri de benzer talepler içeren bir açıklama yapmış, bir dizi öğretim üyesi de rektörü seçim öncesi verdiği sözü niye tutmadığına dair açıklama yapmaya ve somut adımlar atmaya davet etmiştir.
Gelinen noktada bu adımların atılmadığını ve sürecin harcıalem açıklamalarla ‘idare edilmeye’ çalışıldığını üzülerek izliyoruz.
Değerli üniversite emekçileri,
Yürürlükteki seçim sisteminin üniversite bileşenlerini kapsamayan ve öğretim üyeleri üzerinde siyasi vesayet kuran bir yapıda olduğu açıktır ve sendikamız bu seçim sisteminin değiştirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Sendikamızın savunduğu bir diğer şey 12 Eylül darbesiyle kurulmuş YÖK’ün kapatılması ve Cumhurbaşkanı’nın üniversitelerden elini çekmesidir. Üniversiteler siyasi otoriteye karşı özerk kalmalıdır.
ODTÜ’nün emekçileri ve öğrencileri ODTÜ’yü geçmişten bugüne büyük çabalarla, fedakârlıklarla ve Hasan Tan döneminde olduğu gibi canları pahasına korumuşlardır. ODTÜ’nün bilimsel özerkliğinin güvencesi olan değerlerinin, geleneklerinin ve rektör seçimine dair mevcut ilkelerin salt olağanüstü hal koşulları gerekçe gösterilerek bir çırpıda bir kenara atılması kabul edilemez.
Eğitim-Sen Ankara 5 No’lu Şube olarak, atamayla göreve başlamış rektörü verdiği sözleri de hatırlayarak sürecin demokratik olarak işletilebilmesi için harekete geçmeye davet ediyoruz.
EĞİTİM SEN ANKRA 5 NOLU ÜNİVERSİTELER ŞUBESİ