Ankara Üniversitesi’nde sendikamız üyesi kamu çalışanlarına yönelik hukuksuz soruşturmalar, hak ihlalleri ve baskılar son dönemde hız kazanmış, üyelerimize yönelik soruşturma ve yıldırma politikaları ile başlayan süreç, üyelerimizin ve çalıştıkları Türkiye’nin köklü fakültelerinin kriminalize edilmesi ve cezalandırılması derecesine kadar ilerletilmiştir. Gelinen noktada, ülke çapında muhalif akademisyenlere yönelik yıpratma kampanyasına ek olarak Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, keyfi soruşturmalar yoluyla öğretim üyelerini yıldırmakta ve çalışma barışını bozmakta, üniversite fikrinin ve üniversiter kurumların olmazsa olmazı olan ifade özgürlüğüne ve eleştiriye tahammül etmeyen bir tutum sergilemektedir. Son dönemde Ankara Üniversitesi’nde sistematik olarak uygulanan baskılar ve hak ihlallerinden bazıları şunlardır:
- Üniversitenin en köklü kurumları olan Siyasal Bilgiler Fakültesi ve İletişim Fakültesi Rektör Erkan İbiş döneminde büyük bir baskı altına alınmış, öğretim üyeleri birçok defa aşağılanmış, Fakültelerin tarihinde ilk defa öğretim üyeleri Rektör tarafından çağrılan kolluk güçleri tarafından dövülerek gözaltına alınmıştır.
- Barış çağrısı içeren bir bildiriyi imzalamaları nedeniyle 102 akademisyen hakkında soruşturma başlatılmış, 6 ayı aşkın bir zaman geçmesine rağmen soruşturmalar sonuçlandırılmamış ve soruşturmalar bir cezalandırma ve tehdit aracına dönüştürülmüştür.
- Bahar yarıyılında Cebeci Kampüsü’nde orantısız şiddet kullanan ve SBF Dekanına gaz fişeği atan polislerle diyalog kurarak olayları sakinleştirmeye çalışan 4 akademisyene soruşturma açılmış ve disiplin cezası verilmiştir. Haksız soruşturmaya ilişkin düşüncelerini açıklayan öğretim üyesi üyemiz hakkında soruşturmanın gizliliğini ihlalden yeni bir soruşturma açılmıştır.
- Sendikamız üyesi bir öğretim üyesi hakkında rektörlük seçimlerine ilişkin sendika mail grubuna yazdığı bir e-posta nedeniyle soruşturma açılmış ve ceza verilmiştir.
- Sendikamız üyesi bir öğretim üyesinin ataması akademik teamüllere aykırı bir şekilde yenilenmemiştir.
- Sendikamız üyesi bir öğretim elemanına, üniversitenin iletişim listesi olarak kullanılan mail grubuna ve Hukuk Fakültesi öğretim elemanlarının haberleşme ve tartışma listesi olarak kullanılan enformel mail grubuna yazdığı e-postalar gerekçe gösterilerek iki farklı soruşturma açılmıştır.
- Barış İçin Akademisyenler bildirisini imzalayan çok sayıda üyemizin uluslararası kongre/sempozyum vb bilimsel etkinliklere katılmak ya da akademik faaliyetlerini sürdürmek üzere başvurduğu yurtdışı görevlendirme talepleri hiçbir gerekçe gösterilmeden engellenmiştir ve engellenmeye devam edilmektedir.
- Türkiye’nin sosyal bilim alanında en köklü kurumlarının lisansüstü öğrenci alımları, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün onayına karşın Rektör’ün keyfi kararıyla durdurulmuştur. SBF’de Siyaset Bilimi, İnsan Hakları ve Afrika Çalışmaları ile DTCF’de Sosyoloji bölümlerinin lisansüstü programlarına 2016-2017 öğretim yılında Rektörlüğün keyfi kararı ile öğrenci alımı yapılamayacaktır.
- Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin yıllardır verdiği Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersini bu alanda uzmanlaşmış öğretim üyelerinin bulunduğu Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerinden almıştır. SBF’nin öğretim üyeleri ve ilgili kurullarının haberi ve onayı olmadan alınan bu karar sonucunda dersin, artık SBF öğretim üyelerince değil, fakülte dışından atanacak kişilerce verilmesi planlanmıştır.
12 Eylül’ün ardından bütün saygınlığını yitirmiş olan akademinin saygınlığını kazanması, 1990’larda 1402’lik olan öğretim üyelerinin üniversiteye dönmesi, onların yetiştirdiği öğrencilerin kürsülerde yer bulması, liyakatin esas alınarak öğretim üyesi kadrolarının kurulması ile mümkün olabilmiştir. Bugün, imza soruşturmaları ve keyfi soruşturmalar, liyakatin değil kişisel çıkarın ön plana alınması, akademik teamüllerin ayaklar altına alınması üniversiteleri yeniden gerileterek, saygınlığını ortadan kaldırmaktadır.
Ankara Üniversitesi Rektörlüğü kamu çıkarını düşünerek, üniversiter esaslara dayanarak keyfi uygulamalardan, ayrımcılıktan ve soruşturma teröründen vazgeçmeli, üniversiteyi akademik özerklik ve bilimsel özgürlük temelinde yönetmelidir. Bunun için:
- Hukuksuz soruşturmalara bir an önce son verilmeli ve açılan soruşturulmalar geri çekilmelidir.
- Akademik özerkliğin gereği olarak fakültelerin kendi ders programlarına ilişkin aldığı kararlara müdahalelerden vazgeçilmelidir.
- Anabilim dallarının kadro taleplerinde liyakat esas alınmalıdır.
- Üniversitenin temeli olan ifade özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmalı, tüm üniversite bileşenlerinin ifade özgürlüğü güvence altına alınmalıdır.
- Tüm üniversite bileşenleri üzerindeki baskılara son verilmelidir.
EĞİTİM SEN ANKARA 5 NOLU ÜNİVERSİTELER ŞUBESİ