Cebeci Kampüsü ve özellikle de Siyasal Bilgiler Fakültesi uzun zamandır AKP iktidarı ve yandaşlarının, kalemşorlarının, silahşorlarının saldırılarına maruz kalmaktadır. Polis şiddeti, tehdit, soruşturma gibi baskıların son örneği, Vahdet adındaki “gazete”nin dün manşetten Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Barış Ünlü’yü hedef göstermesiyle yaşanmıştır.
“Gazete”de yer alan “Bakan oğlu’ndan Apo dersi” başlıklı manşet haber ve “Bu nasıl üniversite” başlıklı köşe yazısı doğrudan üyemiz Barış Ünlü’yü, akademisyenleri ve öğrencileri hedef almış ve tehdit etmiştir. Bu tehdidin, yakın zamanda Charlie Hebdo katliamını protesto eden öğrencilerimizin İslamcı bir grup tarafından tehdit edilmesinin, saldırıya uğramasının ardından ve Hrant Dink’in ölüm yıl dönümünde gelmesi bir tesadüf değildir.
Siyasetin ve siyasal olanın sadece AKP’nin belirlediği biçimiyle konuşulabilir ve tartışılabilir kılındığı, bu sınırları tanımayanların ise türlü şekillerde suçlu ilan edilip cezalandırıldığı bir dönemden geçiyoruz. 1915’te yaşanan büyük felaketin, Hrant’ın katlinin, Kürt sorunun ve daha nice kadim sorunun kuramsal bir çerçevede sorunsallaştırılması ve tartışılması bu nedenle AKP ve yandaşlarını oldukça rahatsız etmektedir. Dolayısıyla söz konusu tehdit, hedef gösterme ve hakaretler sadece üyemiz Barış Ünlü’ye ve öğrencilerimize değil, Türkiye’nin sorunlarını özgürce tartışmak isteyen herkese karşı yapılmıştır. Çünkü AKP de bilmektedir ki sorulan bir soru, egemenlerin yıllar içinde inşa ettiği ve tüm topluma dayattığı hakikat anlatısını bir anda ters yüz etmektedir.
Bu nedenle siyasal iktidarın bilgi politikasında gedik açacak kimi müdahalelerin engellenmesi için ders içerikleri ve sınav soruları jurnallenmekte, AKP’nin yalanlarıyla uyumlu bir biçime sokulmak istenmektedir. Bu durumun üniversitelerde yaratmak istediği sonuç ise akademik özerklik, bilimsel özgürlük, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi vazgeçilmez üniversiter değerlerin üniversitelerden sökülüp atılmasıdır. Bu gidişat engellenmediği takdirde iletişim fakülteleri bu tip “gazete”lerin “yazarları”nın cirit attığı mekânlar haline dönüşecektir.
Üniversitede verilen derslerin içeriklerinin bizzat dersten sorumlu öğretim üyesi tarafından özgürce belirlenmesi demokratik ve özgür bilim yapılabilmesi için şarttır. Bu içerikler ne yönetimlerin ne de iktidarın denetimine tabi olabilir. Ders içerikleri, temel hakları ihlâl etmediği ve ırkçılık-ayrımcılık-nefret söylemi içermediği sürece bilimsel özgürlük ilkesi kapsamında tamamıyla ilgili öğretim üyesinin sorumluluğundadır. Kaldı ki habere konu olan sınav sorusu “PKK’nin Kuruluş Manifestosu” siyasal bir metindir ve bu metnin bilimsel incelemenin nesnesi yapılması kadar doğal bir şey yoktur. Dışarıdan öğrenci “görünümlü” kişilerin derslere getirilerek PKK propagandası yapıldığı iddiası ise gerçeği yansıtmamaktadır. Kaldı ki derslere girerek ders içeriklerini jurnalleyen, herkesi muhbir kılmaya ve buralardan suç türeterek üniversiter değerleri yok etmeye çalışan bizzat sivil polisleri eliyle iktidarın kendisidir.
Ayrıca, söz konusu gazetenin, Bakanların yolsuzluk iddialarıyla yüce divana gitmelerinin oylanacağı bir günde, eski bir bakan oğlunun akademisyen olmasını ve ülkenin kadim sorunlarını tartışmasını yadırgaması da manidardır. Belli ki bu gazetenin yazarlarına göre bir bakanın oğlu ancak “evet babacım”, “anlamadım babacım” diyerek, gemiciklerle ticaret yaparak ya da yatak odasındaki para sayma makineleriyle paraları ayakkabı kutularına istifleyerek birikim yapmalı, hayatını sürdürmelidir. Dolayısıyla bir bakan oğlunun kendi emeğiyle üniversitede akademisyen olması ve yıllarca devletin tukaka ilan ettiği konuları öğrencileriyle tartışıyor olması, bu kişilerin akıl sınırlarını zorlamaktadır.
Eğitim Sen olarak yeniden belirtmek isteriz ki üniversiteler bilme arzusunun önünde engellerin olmadığı, bilimsel gerçekliğin ve hakikatin çarpıtılmadan herkese karşı ileri sürülebilir ve savunulabilir olduğu, elde edilen bilginin toplumla özgürce paylaşılabildiği yerlerdir. Bu nedenle söz konusu gazetenin saldırısı doğrudan üniversiter yaşamı ve bilim özgürlüğünü hedefine almaktadır. Bu saldırının tetikçileri, başta üyemiz Barış Ünlü olmak üzere üyelerimizin ve öğrencilerimizin bu tehditler karşısında yalnız olmadığını çok iyi bilmelidir. Vahdet ve benzeri gazetelerin üyelerimizi ve öğrencilerimizi açık hedef haline getirmesi konusunda gerekli her türlü adımı atacağız.
Üyelerimize ve öğrencilerimize yönelecek her türlü tehdit karşısında kararlılıkla durmaya devam edeceğiz!
Eğitim Sen Ankara 5 Nolu Üniversiteler Şubesi
Eğitim Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi
Eğitim Sen İzmir 3 Nolu Üniversiteler Şubesi