Aralarında üyelerimizin ve bir Ankara Üniversitesi öğrencisinin de bulunduğu yüzü aşkın yurttaşın yaşamının çalındığı Ankara Katliamından beri, Cebeci Kampusündeki sendikal faaliyetlerimizi engellemeye yönelik girişimler yoğunlaştı. Fakülte dekanları ve üniversite yöneticileri katliama tepki göstermek üzere örgütlediğimiz grevi önlemek, etkisizleştirmek ve görünürlüğünü engellemek için seferber oldular. Önce grev günümüzde Cebeci’deki Fakültelerde eğitim öğretime ara verildiğini ilan ederek yasımızı dile getirmemizi ve paylaşmamızı engellemeye çalıştılar. Son olarak ise 13 Ekim’de Hukuk Fakültesi giriş kapısına astığımız grev pankartı, Hukuk Fakültesi Dekanı Arzu Oğuz’un talimatıyla pankartın protokol kapısında durması uygun görülmediği için indirildi.
Sendikal çalışmalarımızı engelleme girişimlerini, üniversite bileşenlerinin başta ifade özgürlüğü olmak üzere ulusal ve uluslararası hukukla korunan demokratik haklarına yönelik bir saldırı olarak görüyoruz. Ebru Mavi isimli öğrencimizin yaşamını yitirdiği, mitinge katılan yüzlerce üniversitemiz çalışanı ve öğrencimizin tesadüfen hayatta kaldığı saldırının ardından üniversitemiz yöneticilerinin takındığı tutumu kabul edilemez buluyoruz.
Yasımıza bile tahammül gösteremeyen üniversite yöneticilerinin sendikal haklarımıza yönelik bu saldırılarından onlar adına utanç duyuyoruz.
Utanıyoruz, Ankara’daki patlamanın kulakları sağır eden sesini duyamadığınız için.
Utanıyoruz, yüzlerce insan hayatını kaybetmişken, bu acıyı paylaşmak yerine, protokol girişi derdinde olduğunuz için.
Utanıyoruz, ilk patlamadan yaralı kurtulan Şebnem’in son nefesinde barış diye haykıran sesinin Cebeci’de yankılanmasını önlemek istediğiniz için.
Kuşkunuz olmasın ki, sendikamız sendikal faaliyetlerini engellemeye çalışan sorumlular hakkında hukuki girişimlerde bulunacaktır. Sadece bilmenizi istiyoruz. Eğitim-Sen olarak eşitlik, özgürlük ve barış mücadelemizi sürdüreceğiz. Yılmayacağız. Geri durmayacağız.
Eğitim Sen Ankara 5 Nolu Şube