Marmara Üniversitesi’ndeki Keyfi Uygulamalar Hız Kesmiyor!

Eğitim-Sen İstanbul 6 nolu üniversiteler şubesi yönetim kurulu üyesi ve Marmara Üniversitesi çalışanı Dr. Meryem Kurtulmuş’un sözleşmesi bilinçli bir şekilde 6 aylığına uzatılarak iş akdinin feshedilebilmesinin önü açılmaya çalışılıyor. Meryem Kurtulmuş’un  hedef seçilmesinde rektörlüğe açtığı ve kazandığı kampüskart davasının etkili olduğu anlaşılıyor.

Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu’nun konu ile ilgili açıklaması şöyle:

12 Eylül askeri rejimiyle kurulan baskıcı yükseköğretim rejimi, AKP iktidarıyla birlikte daha baskıcı ve otoriter bir yapıya bürünmüştür. AKP`nin, özellikle 2007 yılından itibaren egemenlik kurduğu YÖK üzerinden, rektörlükler, dekanlıklar ve diğer tüm yönetim birimleriyle zapturapt altına almaya çalıştığı üniversiteler, bilim ve meslek etiğiyle çalışan tüm bilim insanları için kelimenin tam anlamıyla cehenneme çevrilmiş, baskı ve yıldırma uygulamaları bu dönemde hızla artmıştır.

12 Eylül askeri rejiminin izinden giden AKP iktidarı ve temsilcisi rektörler, kendileri gibi düşünmeyen, karşılarında el pençe divan durup biat etmeyen tüm üniversite emekçilerine yönelik mobbing uygulamalarından, disiplin soruşturmalarına, hatta işsiz bırakmaya kadar uzanan mekanizmalarla yoğun bir baskı kurmaktadır. Söz konusu baskılardan en çok etkilenenler ise Eğitim Sen üyeleri, işyeri temsilcileri ve yöneticiler olmaktadır.

Temmuz 2010`da göreve gelen Marmara Üniversitesi rektörü Zafer Gül, üniversiteyi kendisinden farklı düşünenlerden arındıracağını, kendi sözleriyle “ideolojik saplantılılardan temizleyeceğini” ilan etmiş ve daha sonrasında da Marmara Üniversitesi bu yönde çok sayıda uygulamaya sahne olmuştur. Bugün gelinen noktada, hedef alınma sırası Marmara Üniversitesi, İ.İ.B.F. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü`nde Öğretim Görevlisi olarak görev yapan M. Meryem Kurtulmuş`a gelmiştir. Akademik eğitim sürecini başarıyla tamamlayarak 2010 yılında doktorasını alan M. Meryem Kurtulmuş, verdiği lisans ve lisansüstü dersler, yaptığı akademik çalışmalar ve yayınlar ile her türlü liyakat kriterine göre başarılı bir bilim insanıdır. Bağlı bulunduğu anabilim dalı, bölüm ve fakülte ilgili kurulları da bu doğrultuda bir değerlendirme yaparak kendisinin görev süresinin 1 yıl uzatılması doğrultusunda karar almış ve rektörlüğe yazı yazmışlardır. Ancak rektör Zafer Gül, tüm bu görüşlere rağmen, M. Meryem Kurtulmuş`un süresini keyfi biçimde 6 ay uzatmıştır. Görev süresi, 12 yıl boyunca ilgili kurul kararları doğrultusunda birer sene uzatılan ve şu anda Fakütesinde başka bir örneği de bulunmayan bu keyfi uygulama ile M.Meryem Kurtulmuş`un görev süresinin Eylül ayında bitecek şekilde 6 ay uzatılması açık bir tehdittir. Her şeyden önce bu işlem hem hukuki mevzuata ve içtihada hem de akademik teamüllere aykırıdır.

Eğitim Sen olarak soruyoruz; Rektör Zafer Gül neden böyle bir uygulamaya gitmektedir? Çünkü M. Meryem Kurtulmuş Eğitim Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi yöneticisidir. Bu sıfatıyla gerçekleştirdiği ve anayasa, yasa, yönetmelik ve Başbakanlık genelgeleriyle koruma altına alınmış sendikal faaliyetleri, kendisi gibi düşünmeyenleri ve haklarını arayanları üniversitede barındırmamaya ant içmiş olan rektör Zafer Gül`ü belli ki fazla rahatsız etmiştir. Bunun yanı sıra, üniversitelerin ticarileştirilmesi uygulamalarından biri olan, idari ve akademik binlerce üniversite personelini ve onbinlerce öğrencisini banka müşterisi olmaya zorlayan Marmara Üniversitesi kampüskart uygulamasına karşı M. Meryem Kurtulmuş`un açtığı davayı kazanmış olması, banka ve üniversite rektörlüğü arasındaki muhtemel çıkar ilişkilerinin örüldüğü tekere çomak sokmak olarak görülmüştür.

Hak, hukuk, adalet ve özgürlük anlayışına karşı tek adamcılığı, padişahvari yöneticiliği ön plana çıkaran Marmara Üniversitesi rektörü, Eğitim Sen yöneticisi M. Meryem Kurtulmuş`u bu sebeplerle işsiz bırakma ile tehdit etmeye kalkmıştır. Bu adım, aynı zamanda Kurtulmuş nezdinde diğer üyelerimize ve farklı düşünen üniversite emekçilerine de gözdağı vermek anlamına gelmektedir.

Bugüne kadar, Eğitim Sen üye ve yöneticileri bu şekilde sayısız baskıcı uygulamalara maruz kalmış, ancak hiçbiri karşısında boyun eğmemiştir. Eğitim Sen`in faaliyetlerinden ve mücadelesinden rahatsız olan Marmara Üniversitesi Rektörü Zafer Gül`ün bu hukuksuz, adaletsiz, vicdansız ve insafsız uygulaması karşısında bugün M. Meryem Kurtulmuş`u yarın da başka meslektaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağımız bilinmelidir.

Eğitim Sen olarak, üniversitelerde son dönem daha da yoğunlaşan bu tür anti-demokratik tutum ve kararlar karşısında hukuki yollar dahil olmak üzere, tüm imkanlarımızı kullanacağımızı ve bu tür keyfi uygulamaların son bulması tüm imkanlarımızı seferber edeceğimizin bilinmesini istiyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir