2 Ocak 2021 tarihinde üniversite bileşenlerinin iradesi yok sayılarak kayyum rektör olarak atanan Melih Bulu’ya karşı 4 Ocak 2021 tarihinde eşi görülmemiş bir demokratik tepkiye dönüşen Boğaziçi direnişinin üzerinden bir yıl geçti.
Üniversitelerine sahip çıkmak isteyen öğrenci ve akademisyenlere yönelik polis şiddeti, kampüs kapısına vurulan kelepçe, hukuk dışı uygulamalar, usulsüz atamalar, keyfi gözaltılar, tutuklamalar, kapatmalar, yasaklamalar ve her türden baskılara rağmen 1 yıldır inatla, kararlılıkla, yaratıcılıkla devam eden Boğaziçi Üniversitesi Direnişini selamlıyoruz.
“En fazla 6 ayda biter” dediği direnişin 7. ayında görevinden alınan Bulu’nun yerine atanan Mehmet Naci İnci, Bulu’nun hukuksuz ve baskıcı uygulamalarını bir üst aşamaya taşıyan isim oldu. Bu süreçte, Boğaziçi Üniversitesiyle özdeşleşen akademisyenlerin üniversiteleri ile ilişikleri kesildi, üniversite kurulları işlemez hale getirildi, Boğaziçi Öğrencileri Ersin Berke Gök ve Caner Perit Özen bizzat rektör şikayetiyle tutuklandı.
Boğaziçi Üniversitesi’ndeki demokratik direnişi hedef alan ve tehdit edenler, sadece üniversitelerde değil, yaşamın her alanında demokrasiyi, kamu yararını, hukuk devletini, adaleti, liyakati, laikliği ortadan kaldırmak istemektedir.
Tüm bu baskı ve zorbalık üniversite bileşenlerinin birbirine daha fazla kenetlenmesine, daha coşkulu ve daha kararlı bir duruş sergilemesine yol açtı. Toplumsal muhalefetin ve tüm üniversitelerin Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin inatçı ve yaratıcı direnişinden öğrenecekleri çok şey bulunmaktadır.
Umudumuz arttıkça, birbirimize daha sıkı kenetlendikçe, korkuya hükmettiğini sananların nasıl da iktidarlarını yitirme korkusuna kapıldıklarına tanık oluyoruz. Bu nedenle eğitim ve bilim emekçileri olarak Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin yanında olduğumuzun, birlikte bu gidişatı değiştireceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Bizler,
- Cumhurbaşkanı tarafından hedef gösterilip kayyum rektör tarafından şikâyet edilen, bu nedenle de siyasi hesaplarla cezaevine gönderilip arkadaşlarından, ailesinden ve eğitim hayatından hukuksuzca koparılan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri Enis Berke Gök ve Caner Perit Özen’in serbest bırakılmasını,
- Hukuksuzca işten atılan Eğitim Sen iş yeri temsilcisi Can Candan’ın görevine iade edilmesini, sözleşmesi yenilenmeyen Mohan Ravichandran’ın sözleşmesinin yenilenmesini, dersleri kapatılan Feyzi Erçin, Özcan Vardar ve Seda Binbaşgil’e derslerinin iade edilmesini,
- Üniversitelerde rektör atama uygulamasına son verilmesini,
- Üniversitelerin yönetim modelinin, akademisyenlerle sınırlı olmayan, üniversitenin tüm bileşenleriyle birlikte planlanan ve yönetilen, kamusal finansmana dayalı ve kamusal denetime açık, demokratik-katılımcı ve özerk bir yapıya kavuşturulmasını talep ediyor; üniversitenin değil, iktidar partisinin genel başkanının iradesiyle rektörlük makamında bulunan kayyum Naci İnci’nin derhal istifa etmesini bekliyoruz.
Türkiye’nin dört bir yanından tüm örgütlü gücümüzle, Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin yanında olduğumuzu vurguluyor, insan, toplum, doğa yararına bir üniversite için mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz.
Unutulmamalıdır ki kayyumlar gidecek ve yapılan hukuksuzlukların hesabı sorulacaktır!
EĞİTİM SEN ANKARA 5 NO’LU ÜNİVERSİTELER ŞUBESİ