Rektörlüklere Üniversitelerdeki Koronavirüs Tedbirleri Hakkında Yazı Gönderdik

Tüm dünyada yaygınlaşan Koronavirüs Salgını nedeniyle, Yükseköğretim kurumlarındaki örgün eğitime verilen 3 haftalık araya rağmen Üniversitelerde akademik ve idari personelin çalışmaya devam etmesi, pek çok sağlık riskini de beraberinde getiriyor. Sağlık örgütlerinin ve resmi makamların “Evde Kal” çağrılarına rağmen elverişsiz ve riskli çalışma koşullarının yarattığı tehlikere dikkat çekmek için Ankara’da bulunan tüm kamu Üniversitelerinin rektörlüklerine 20 Mart 2020 tarihinde yazı göndererek “kampüslerde koruyucu tedbirlerin alınması ve tüm çalışanların idari izinli sayılması” konusundaki sorumluluklarına dikkat çektik.

Reektörlükler gönderilen yazı şöyle:

…………………… ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ’NE

ANKARA

Bilindiği üzere Koronavirüs Hastalığına (Covid-19) karşı alınacak tedbirlerin görüşüldüğü 12 Mart 2020 tarihli toplantıda alınan karar gereğince ülkemizdeki bütün yükseköğretim kurumlarında 16 Mart 2020 tarihinden itibaren 3 hafta süreyle eğitime ara verilmiştir.

13 Mart 2020 tarihli T.C. Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı tarafından kurumlara gönderilen “İdari İzin” genelgesinde, “hamilelerin, yasal süt izni kullananların, engelli çalışanların, 60 yaş ve üzerinde olanların ve Sağlık Bakanlığının belirlediği dezavantajlı grupların (bağışıklık sorunu olanlar, kanser hastaları, kronik solunum yolu hastaları, obezite ve diabet, kalp damar hastaları, organ nakli olanlar, kronik hastalar) 16 Mart 2020 tarihinden itibaren on iki gün idari izinli sayılmaları uygun görülmüştür.

Hastalığın hızla yayılmaya devam etmesi üzerine 16 Mart tarihinde İç İşleri Bakanlığı tarafından Valiliklere gönderilen genelge ile “vatandaşlarımızın çok yakın bir mesafede bir arada bulunarak hastalığın bulaşma riskini arttıracağı gerekçesiyle” pek çok mekan kapatılmış, toplantı ve etkinlikler iptal edilmiştir.

Gelinen aşamada ülkemizde hasta sayısı ve hastalığa bağlı ölümler artmaktadır. Bu aşamada gerek Sağlık Bakanlığı, gerek bilim insanları, gerekse sağlık örgütleri “sosyal temasın en aza indirilmesini” ve “evde kalınmasını “salgınla mücadelede” en önemli araç olarak göstermektedir. Bu gerçekliğe rağmen üniversitelerimizde öğrenci olmamasına rağmen idari ve akademik personel çalışmaya devam etmektedir. İşe gelip giderken kullanılan toplu taşıma araçları, kampüslerdeki ortak alanlar ve işyerlerinin fiziki koşulları tüm üniversite çalışanlarını hastalık tehdidiyle yüz yüze bırakmaktadır. Çalışma hayatının gündelik gereklilikleri çoğu zaman virüs bulaşma riskini azaltacak mesafelenmeyi mümkün kılmamaktadır. İşyerlerinde ortak kullanılan alan ve nesneler virüslerin aktarımına neden olmaktadır. Çalışma mekanları tam olarak boşaltılamadığından tam bir dezenfeksiyon da mümkün olmamıştır.

Salgın hastalıkla mücadele ve çalışanların sağlığını korumak; hem kamu sağlığının korunması hem de üniversitelerimizin sağlıklı kalabilmesi açısından üniversite rektörlüklerinin en öncelikli sorumluluklarından birisidir. Tüm bunlar, hızla artan vaka sayısı ile birlikte düşünüldüğünde üniversitelerde (üniversite hastaneleri dışında) eğitim öğretime ara verilen süre zarfında taşeron işçiler de dahil olmak üzere tüm yükseköğretim personelinin idari izinli sayılmasını gerekli kılmaktadır.

Toplum sağlığı ve yükseköğretim çalışanlarının sağlığı açısından kampüslerde koruyucu tedbirlerin alınması ve tüm çalışanların idari izinli sayılması için gerekli sorumluluğu almaya davet ediyoruz.